Bilişim Sergisi' nden...


19-20 Ekim'de OMÜ BTK olarak yapmış olduğumuz Bilşim Sergimiz istediğimiz şekilde yapıldı.Salon girişine kurduğumuz iki projeksiyonla yapmış olduğumuz 3DS MAX projelerini yansıttık onunla beraber flsh la hazırladığımız oyun animasyonlarını da davetli arkadaşlarımıza sergiledik.Bunun yanında omü öğrencilerine sunulan live@edu hesaplarını aktive etmek içinde ayrıca bir stand kurduk.En önemlisi bizim içinde yararlı geçmiş olan Daron Yöndem hocamızın bize vermiş olduğu WPF, LİNQ ve Silverlight oturumları Bilişim Sergimizin tadına tad kattı.Böyle etkinliklerimizin devam etmesi için yine uğraşacağımıza eminim.Umarım katılım günden güne artar ve BÖTE dahil olmak üzere teknoloji ve bilişimle ilgilenen arkadaşlarımıza yararlı oluruz.

Şaka Maka Ama Ben Bir Virüsüm



Şimdi herkes düşünsün bakalım kim bilgisayarına virüs bulaşsın ister herkes bilgisayarını korumak için çeşitli antivürs programları yüklüyor ayrıca her defasında tarama işlerine bile başvuruyoruz çünkü gerçekten insan sağlığı kadar önemli olan bu iş için tedbirimizi her türlü alıyoruz ama herkes biliyordur ki 25 yaşında olan ilk virüsü hayatımıza şaka yapmaktan hoşlanan bir lise öğrencisi sokmuştur.Evet şaka gibi ama arkadaşlarına bilgisayar ortamından şaka yapmaktan hoşlanan arkadaşımız ileride şaka için oluşturduğum bu illet insanlık için sorun olur dememiş gülmek için böyle bir şeye kalkıştı.Merak edip okuduğumda ilginç karşıladığım bu olay beni "Vay çocuğa bak be şaka anlayışı bile dahice" demekten kendimi alamadım.
Microsoft işletim sistemi kurulu bir bilgisayara da virüs elektronik posta yolu ile bulaştı ve dünyaca yaygınlaşıp tanınması internetin kullanımı ile başladı.
İlk virüs de olsa günümüze kadar gelen tüm virüslerin temelindeki teknoloji aynı ama verdikleri zararlar daha da artmaya başladı şifreleri kırıp öel gizli bilgilere ulaşılacak dereceye geldi ve hatta arttı.Bu salgın cep telefonlarımıza da bulaştı ve sanırım bir dahi daha çıkıp bir şaka yapana kadar önleneceğe benzemiyor...
Ama bunun yanında antivirüs programları da geliştiriliyor tabi sınırlandırılıp engellenebiliyor virüsler artık.Bilgisayr güvenliği ile ilgili donanım yazılım sektörleri de gelişmekte ve işe yarar işler başarmakta.Sizin için araştırıp okuduğum ilk virüs hakkında bilgimi özetleyip paylamşmak istedim.Ve kıssadan hisse yapmak istiyorum şaka yaparken dozu aşmayalım arkadaşlarımızla eğleniriz derken insanlığı etkileyecek sorunlar yaşayacak güldürmeceler yapmayalım daha yararlı işlerle ilgilenmek dileğiyle. saygılarımla...

Dip not:
Şakanın adı :"Elk Cloner"
Şaka yapan zanlı:"Rich Skrenta"

İlginç miyim ne !


Yaratıcı ve bi o kadar da mimci arkadaşım Nuray teşekkürlerimle beraber özrümü de kabul et nette uzun zaman yoktum ondan geç oldu böyle.Öncelikle ödülün kurallarına göz atıp yapmam gerekenleri yapayım.Bu arada yedi de yedi kampanyası gibi oldu ama herşey yedi li:
Teşekkür metnim bi hayli kabarık sayılır başta Nuray olmak üzere bu yaratıcı blogger ödülünü hazırlayan tüm ekipmana teşekkürler :)
Zaten benim yedi blog arkadaşım var
Kübra, Nuray, Emrah, Halil, Şafak, Gözde ve Muhittin :)
ve sıra geldi bana yedi ilginç şey yazmam gerek. ımmm bi düşünelim bakalım :
1-25 Eylül cuma günü okula gittim ders falan olmadığı halde hatta bırak ders olmasını okullar açılmamıştı ki :)sonraki pazartesi açılacaktı ama ben okul delisi kampüsteydim bi okul çalışanları bi ben :)))
2-Kaşınmaya uyuz olurum ama yine de kaşınmam :)
3-Kimseyi yabancı gibi görmem sanki her gördüğüm kişi ile mutlaka bir kez konuşmuşluğum var gibi hissederim.
4-İzlediğim filmin adını kesinlikle unuturum.
5-Yürürken sakız çiğneyemem.
6-Kitap okurken uykum kaçar.
7-Narkozsuz ameliyat oldum.
Napim aklıma ancak bu kadar ilginç şey geldi :)
Herkesi seviyorummmmmmm...

Yine mimlendim galiba :)

Öncelikle mim ağını genişleterek bölüm arkadaşları ile zincir oluşturan arkadaşımız Nuray a teşekkürlerimi sunar( Nuray'ın en leri) bu zincirde yanında halka olmamı isteyen başkanım Kübra ya da teşekkür ederim.Tatilin fazlalığından, sıkıcılığından, monotonluğundan bunaldığım şu iki ay boyunca benden desteğini eksik etmeyen başkanım burda da beni unutmadı.Kübra teşekkürler.Kübra'nın en leri.
Bugünkü mim konumuz en sevdiğimiz bir kaç şeyi paylaşmak.İşte benim en lerim:

EN SEVDİĞİM YER: Bu konuda hem fikir olmamak mümkün mü ATAKUM u hiç bir yere değişmem.

EN SEVDİĞİM AKSESUAR: Kesinlikle bir duvar saati kadar büyük olan saatimi asla çıkarmam.(Ama bu benim ki değil (= )

EN SEVDİĞİM HAYVAN: Bir çok hayvanı severim uzaktan olması koşuluyla ama köpek fobimi gazi sahnesinde tiyatroya gittiğim gün yendim."Bu" adında arama kurtarma köpeği ile tanıştım çok tatlıydı ve ilk defa ona dokunarak köpek sevgimi giderdim.



EN SEVDİĞİM İÇECEK: Yaz kış farketmeksizin buz gibi su vazgeçilmezimdir.


EN SEVDİĞİM YEMEK: Spagetti.

EN SEVDİĞİM TATLI: Ben pek şekeri tatlıyı sevmediğim için en tatlı olarak limonlu dondurma severim.Atakum da sedir cafe de bafradan gelen dondurmacı da harika tavsiye ederim :)

EN SEVDİĞİM FİLM: O kadar çok ki ve bende şöyle bi huy var izledğim filmin ismini hatırlamam ama biri söyleyince izlediğimin farkına varırım:) Ama hızlı ve öfkelinin tüm serilerini izledim ve devamını da bekliyorum.


EN SEVDİĞİM TV PROGRAMI: Sabah sabah seda şarp desem :) Bunun geyiği eskişehir osman gazi böte kurultayı dönüşü otobüste olanlar bilirler.Tv de pek takip ettiğim bi program yok samsun da tv özürlü oluyorum ewdeyken günde 3 saat tv izliyorum diye şaşırıyorum hatta.İzlediğim program da e2 de ellen ın programı tam benim kafa dengi bir hatun :) Ama lost ve prison break ı takip ediyorum.



EN SEVDİĞİM PC PROGRAMI: Her programla ilgilnemeye ve öğrenmeye meraklıyım.


EN SEVDİĞİM ÇİZGİ FİLM KARAKTERİ: Tazmanya canavarı.Enerjisine bayılıyorum. Sünger BOB u da unutmamak lazım.




Resim olayını sonradan çözdüm teknik nedenlerden dolayı pc de fazla kalamamıştım Başkanım biliyor :)
Şimdilik benden bu kadar ve bende iki kişi mimliycem bunlardan biri benim tatlı rakibim Halil diğeri ise kurultaydan tanıştığımız ve bize ilk gittiğimiz andan ayrılana kadar yardımını esirgemeyen arkadaşımız Muhittin i mimliyorum :)

Bu Yıl BÖTE çok güzel işler yapıcak ...


Böte klübümüz 08-09 eğitim yılında faaliyete geçti ve inşallah uzun süre devam edecek biz okulda olduğumuz sürece klübü ileri yerlere getirip alt dönemlerimize sahiplenmeleri için çalışmalarda bulunacaz.Gecen yıl emeklemeden yürümek için çok çalıştık ama yaptığımız ve katıldığımız tüm organizelerde alnımızın akıyla çıktığımızı düşünüyorum.Bunda başta başkanımızın pardon pardon çok pardon hemde danışmanımızı es geçiyordum az kalsın üzüm hocamız olmasa ne yapardık (!) teşekkürler hocam (= Yani ben pek aktif olamasam da elimden geldiği kadar yanında oldum klübümün ama benim dışımdaki arkdaşlarım kendilerini çok ii biliyorlar onlar sayesinde bu yılı çok güzel geçirdik ama seneye daha da dolu dolu gelecez çok güzel işler yapacaz.Mesela ilk yılımızda katıldığımız eskişehir osman gazi ünv böte kurultayı çok güzeldi seneye odtü deyiz o günü sabırsızlıkla bekliyorum(=
okulun ilk haftalarından başlıcaz kendimizi benimsetmeye, bilişim sergisi açıp bölüm arkadaşlarımızla prpjelerimizi birbirimzle paylaşacaz eee tabi eğlenceli klüp olduğumuz için bu sergiyi çok renkli hale getirmeyi düşünüyoruz.Bakalım bu yıl teknoloji ile nerelere sürüklenecez bölümce ve klüpce yaşayıp görecez (=>

Kendimce verdiğim ilk karar...



Öncelikle teşekkür ederim Halil (bundan hoşlanmasanda).Sanırım bu halkanın son zinciri benim çünkü benm paslaşacağım kimsem yok olan arkadaşlarım paylaştı ilk anlarını şimdi sıra bende ...

Bizim ilkokulda bi tane bilgisayar sınıfı vardı oraya pc ler gelcek ders anlatıcaz der durulurdu iki üç yıl bu sözleri duyduk en son yıl pc ler geldi ama nerdeyse onlara bakmayı bile yasaklamışlardı resmen o yüzden ilk düşüncem bilgisayar ları empati kurarak kullanacaz sanrımdı.Nese lgs de anadolu lisesi ni kazanmştım ve hayalim gerçkleşmişti abim o yıl mezun olmuştu oradan ve tabi ünv kazanmıştı ve ii bir örnekti benim için.Sonra düşündüm taşındım baktım lise merkez dışında ve servisle gidilmesi gerekiyo abim de ünv kazandı artı benden küçük iki kardeş daha okuyo ben babama yük olmayayım dedim ve o gün kendimce ilk kararımı verdim meslek lisesinde bilgisayar bölümünü iyice araştırıp gelecek konusuyla ilgili bilgiler edindim ve abim le babam samsun da ünv kaydı için gittikleri zman annemi kandırıp ben meslek lisesin de bilgsyr bölümü okycam dedim gittim kaydoldum okul müdüresi snw sonuç belgemi görüp kızım benle dalgamı gecion burayı tercih bile etmemişin falan dedi istediğimi söleynce beni yedeklere kaydetti çnkü kız mesleği terch etmemiştim bana yer kalırsa asıl kaydım olcaktı sonradan okula en üksek puanla yerleşen öğrenci olarak kaydoldum.Yani anlayacağınız bu kadar çok sevip delisi olacağım bilgisayarı daha hiç tanımadan dokunmadan herkese ben bilgisayr öğrenmek onun üzerine ilerlemek istiyorum diye ikna edip durdum.Ama pişman olduğum dönemler oldu bazen atama olmadığı için mesleki derslermzden olduk ve her zmanda sayısalcısınz dedikleri derslerden...Ama öyle ama böyle şimdi çok ama çok sewdiğim bölümü okuyorum hemde çok istediğim şehir de SAMSUN da.biliyor musunuz abim de omü den mezun benim kazandığım yıl (=
İşte böyle benimde hikayem zincirin son halkasıyım dediğim gibi pas atabileceğim başka oyuncu kalmadı o yüzden süper bir gool atar jübileyi yaparım :)

saygılarımla...

Help Me ...):

Canım arkdaşlarım sitemi ziyaret eden herkes (umarım böyle bir eylem oluyordur) bana yardım edin lütfen yoksa delirmek üzereym (biliyorum deli olduğumu bakmayın öle).Bakın anti parantez açıp durmamdan belli delirdiğim :P Neyse şaka yı bi kenara bırakıp durumu anlatmak istiyorum.öhhö öhö : Airties modemimi bir buçuk yıldır kullanıyordum ve şikayetim hiç olmadı ve yeni taşındığımız evimizde de bir aydır kusursuz çalışıyordu ama kablolu neti wireless yapmak için modemin bulunduğu odayı değiştirdim ve o oda da hiç bi şeklde modeme net gelmiyor sadece ışığı yanıyor daha nete giremeden bir dakika içinde sönüyor ışık.Sorunu bi türlü çözemedim diğer tüm odalarda kusursuz anında modeme net geliyo ve hiç bi kesinti yok.Prizde sorun olabilir diye düşündük (ama tlf nun çalışmasında sorun hiç olmadı) neyse elektrikçi geldi priz çalışıyor dedi bi de üstüne ethernet kablosunun ucundaki jack ı gösterip "bu tam oturmuyor o yüzden net gelmiyo modeme bantlayın hallolur" dedi iyice çılgına döndüm yani karar verdim okulu bırakıp o adamın yanında çıraklığa başlıcam ):
Nolur ya şu konuya bi el atın beni bilgilendirirseniz çok mutlu olucam.

Bayburt Hakkında




Şehrin adı ve ne zaman kurulduğu hakkında ki bilgiler çok kesin değildir. Bu gün bilinen isminin Ortaçağ Ermeni kaynaklarında: Payberd, Bizans kaynaklarında; Payper, Baberd, Paypert. XIII. Yüzyıl sonlarında bu bölgeden geçen Marko Polo'nun seyhatnamesinde; Paipurth, Baiburt. Arap kaynaklarında; Babirt, II. Mesud adına 1291 'de basılan bir parada Baypırt. Akkoyunlu tarihinden bahseden çağdaş eserlerde Papirt şeklinde geçen kelimenin son hecesi Berd'in "yüksek kale" anlamına geldiği bilinmekteyse de ilk hecesine bir mana verilememektedir. 1647 yılında şehri ziyaret eden Evliya Çelebi Bayburt adının zengin manasına gelen "Bay" belde manasına gelen "yurt" gibi iki kelime ile izah eder. Osmanlı dönemine ait kaynaklar ise ismi bu günkü söylenişine uygun olarak Bayburt şeklinde kaydederler.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Bayburt’un doğusunda Erzurum, batısında Gümüşhane, kuzeyinde Trabzon ve Rize, güneyinde Erzincan illeri bulunmaktadır. Anadolu’nun kuzeydoğusunda Çoruh Nehri kenarında kurulmuş olan Bayburt’un kuzey ve güneyinde yüksek sıradağlar bulunmamaktadır.
Bayburt Doğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan Erzurum-Trabzon tarihi İpek Yolu üzerindedir. Marco Polo ve Türk seyyah Evliya Çelebi bu yoldan geçmişlerdir. Çoruh nehrinin kıyısında bulunan şehrin tarihi M.Ö. 3000'lere kadar uzanır. Bayburt'un ilçeleri; Aydıntepe ve Demirözü' dür.

BAYBURT KALESİ : Zigana ve kop dağlarından aşılarak ulaşılan Bayburt kalesi aynı zamanda Karadeniz'i Basra körfezine bağlayan ticaret yolu üzerinde bulunmaktadır. Bu yolu izleyen her seyyahın uğradığı kalenin adı, önemi, ihtişamı ve günlük yaşayışıyla ilgili pek çok bilgi mevcuttur. Şehrin kuzeyinde yalçın kayalar üzerinde inşa edilmiş olan kalenin kimler tarafından yapıldığı kesinlikle bilinmemektedir. İlk yapının Ermenilere ait olduğu ileri sürülürse de, Bağrat sülalesi zamanında (885-1044) varlığından söz edilen Bayburt kalesinin çok daha önce miladın ilk yüz yıllarında mahalli prens ve krallıkların mücadelelerinde rol oynadığı anlaşılmaktadır. Kborenli Movses'den öğrenildiğine göre Bağratların geliştikleri devrede 1.asırda Bağrat'lı Piurad oğlu "Senbad" (Asbed) süvari başbuğu ve batı ordusu başkumandanı olarak atabeyliğini yaparak kurduğu hükümdar çocuklarını kendi müstahkem yerleri olan "Papert"yani Bayburt kalesine 58 yılında götürmüştür. Bundan da anlaşıldığı gibi Bayburt kalesinin 58 yıllarından önce kurulduğu ortaya çıkmaktadır. Kale Türklere geçmeden önce Roma, Ermeni, Bizans, Arap ve Kommenos hakimiyetinde kalmıştır. Zengin bir tarihe sahip olan Bayburt kalesinin bir çok defa onarım gördüğü duvarlarında görülen farklı inşaat ve tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. Buna göre Selçuklu hükümdarı II.Kılıçarslan'ın oğlu ve Erzurum Meliki olan Tuğrul Şah (Ö.622/1225) özellikle Trabzon İmparatorluğu'ndan gelecek saldırılara karşı müstahkem bir mevki olan bu kaleyi adeta yeniden inşa ettirmiştir. Kale üzerinde bu yapımı belgeleyen 20 adet Arapça kitabe mevcuttur. Daha çok kapılarla şehre bakan cephelerdeki burçlarda yoğunlaşan kitabelerin 17.' si Tuğrul Şah dönemi 1 adeti Kanuni dönemi diğer 2 adeti okunamamıştır. Bir müddet de Akkoyunlular'ın elinde kalan kale 1514 yılında Osmanlılar'a intikal ettikten sonra Kanuni Sultan Süleyman ve III. Murat Dönemlerinde de Büyük onarımlar görmüştür. 1647'de Bayburt'u ziyaret eden Evliya Çelebi kale içinde 300 evlik bir mahalle ile Ebü'l Feth camii'nin bulunduğunu yazmaktadır .Zaman zaman işgal ve tahribata uğrayan kale son olarak 1828 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Ruslar tarafından büyük çapta tahrip edilmiştir.
Ayrıca bu kaleye "Çinimaçin" kalesi de denmektedir. Kaleye bu ismin verilmesine sebep olan çini süslemelerdir. Bunların dış yüzeylerinde tezyinat olarak mor ve yeşil renkli firuze çiniler kullanılmıştır. Gerek savaşlar, gerekse tahribatlar yüzünden bugün bu çinilerden eser kalmamıştır.
Bayburt kalesi, Dede Korkut hikayelerinden "Kam Büre Oğlu Bamsı Beyrek Boyunu Beyan Eder" adını taşıyan hikaye de Beyrek (Bey Böyrek veya Bamsı Böyrek)'in fethedip ün kazanmak üzere yola çıktığı kaledir.


Yayla ve Kış Turizmi
KOP KAYAK MERKEZİ : İlimiz Türkiye genelinde fazlaca yaylaya sahip illerinden biridir Özelikle yaylalarımız Kop ve Soğanlı dağlarında bulunmaktadır. Alt yapı problemleri bulunan Yaylalarımızın Turizme açılması yönünde çalışmalar devam etmektedir. İl özel idaresince Soğanlıda yapımı tamamlanan 20 yatak kapasiteli "YAYLA EV İ" bu yöndeki çalışmalara bir başlangıç teşkil etmektedir. Tamamen bakir olan yaylalar kaynak ve maden suları ile çadır ve karavan turizmi için ideal özellikler taşımaktadır. Bu yaylalardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:Aydıntepe, Akbulut, Cumavak, Otlukbeli,Yaz yurdu, Yoncalı Tohnovi, Çavdar, Somarova, Karakaya, Menge, Seydiyakup, Kavlatan, Akkoyun, Solkarı, Gümüşdamla, Yaylapınar, Üzengili, Kuşmer, Gökçedere, Dumlu, Günbuldu, Şur, Innak, Eser, Çukur, Ardıçgöze, Armutlu, Göloba, Çençül ve Kop yaylaları gibi. Ayrıca, ilimiz yaylalarıyla ilgili olarak Bakanlar Kurulunun 7.02.1991 tarih ve 91/1514 sayılı kararı ile Kop Dağı "Turizm Merkezi" ilan edilmiş ve bu merkez üzerinde "Kop Dağı Kayak ve Kış Sporları Merkezi" planlama çalışmaları Turizm bakanlığınca yapılarak bitirilmiştir .Kop dağı Kayak ve Kış Sporları Merkezi Planında mevcut olan Kayak evinin bulunduğu alan ile günü birlik tesislerin bulunduğu alanların bir kısmı gerektiğinde yatırımcılara tahsis edilmek üzere İl Özel İdaresince kamulaştırılmış olup, yol, su gibi alt yapı çalışmaları tamamlanmış, merkezde yapılacak tesislere örnek teşkil edecek Kayak Evi inşaatı bitirilme aşamasına getirilmiştir. "Bayburt Kop Dağı Kayak ve Kış Sporlar Merkezi" Ülkemiz ve İlimiz açısından önem arz eden çalışmalardan birisidir. 100 yataklı olarak tamamlanmış olan tesis İlimizin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimine büyük katkı sağlayacağı gibi, ülkemiz yeni bir Kayak ve Kış Sporları Merkezine sahip olmuştur.


Yer Altı Şehri
AYDINTEPE YER ALTI ŞEHRİ : Bayburt'un Aydıntepe ilçesinde yer alan kent, tüf içerisine, yüzeyden 2-2,5 metre derine başka yapı malzemesi kullanılmadan ana kayaya oyulmuş galeriler,tonozlu odalar ve bu odaların açıldığı daha geniş mekanlardan oluşmaktadır. Yaklaşık bir metre genişliğinde ve 2 ile 2,5 metre yüksekliğinde tonoz örtülü galeriler yer yer her iki yanda genişlemektedir. (3x8 Metre) Kareye yakın planlı odalar bu mekana açılmaktadır Ayrıca gözetlerne mekanlarının oluşturduğu havalandırma amaçlı konik biçimdeki deliklerin, galeri odaların aydınlatılması amacıyla duvarlara oyukların açıldığı gözlenmektedir. Halen kazı çalışmaları devam eden kent hakkında şu anda ileri sürülen iki görüş mevcut olup, bunlardan biri; bu kentin, bölgede daha önce sözü edilen Halde şehrine ait olduğu, Halde'nin de "Khalde"olduğu, eski ismi Hart (Aydıntepe) olan ilçenin isminin de "Halt"dan geldiği görüşü mevcuttur. Diğer görüşe göre; Hart'ta bu yer altı kentinden başka Geç Roma Erken Bizans devirleri arasında yer alan bir mezarın ortaya çıkarılması, Hıristiyanlığın henüz yerleşmediği bir devirde bu bölgenin bir sığınak teşkil ettiği, Romalılar tarafından koYUlan ilk Hıristiyanların bu bölgeye geldikleri ve sığındıkları, yer altı kentinin de bu Erken Hıristiyanlık dönemine ait olabileceğidir.


Türbeler
DEDE KORKUT TÜRBESİ : İlimizin güney doğusunda merkeze bağlı 39 Km. mesafede ki Masat köyünün hemen çıkışında yapılış şekli ve mimarı tarzı ile çok eskilere uzanan ve halk arasında Ali baba diye geçen türbe Ali baba (Büyük Baba) anlamında kullanılan ve bütün Türk dünyasını yakından ilgilendiren, Dede Korkut 'a ait olduğu söylenen türbedir. Türbenin üzerinde eski Türkçe 718 rakamı görülmektedir. Yapılış şekli ve kullanılan malzeme bakımından adı geçen kişiye ait olabilecek karakterdedir. Anıt türbe Orhan Şaik Gökyay'ın 1986 Basımı Dede Korkut Hikayeleri Kitabında resimli olarak yer almaktadır.
ŞEHİT OSMAN TÜRBELERİ: Şehrin batısında Şehit Osman Tepesinde bulunan her iki türbenin Saltukoğullarına ait olduğu şeklinde görüşler mevcuttur. Buna göre türbeler saltuk kumandanlarından Mengüç Gazİ'nin kardeşi Osman ve kız kardeşine aittir. Üzerlerinde bulunan kitabeler çok silik olduğu için okunamamaktadır Şehrin batısındaki kayalık tepeye adını veren bu türbeler, sarı taştan yapılmış olup taş işleme sanatımızın güzel örneklerindendir.

Bunların dışında bir çok türbesi de var tabi :)


Şelaleler
SIRAKAYALAR ŞELALELERİ : Bayburt-Erzurum karayolunun 6 km. sinden ayrılarak 16 km. daha yol aldıktan sonra ulaşılan Sırakayalar Şelaleleri, İlimiz merkez Sırakayalar köyünün girişinde ve köy içinde olmak üzere iki tanedir. Yaz aylarında çevreleri mesire yeri olarak kullanılan her iki şelalede görülmeye değer doğal güzelliklere sahiptirler.


Buz Mağaraları
ÇİMAĞIL MAĞARASI : İlimiz merkezine yaklaşık 35 Km. uzaklıkta ki Aşağı Çimağıl köyünün Taşındibi Mahallesindedir. Mağaraya Taşındibi Mahallesinden sonra yaya olarak yaklaşık bir saatte ulaşılabilmektedir 600 metre uzunluğunda ve II bölümden oluşan Mağaranın tavan yüksekliği yer yer 30 Metreyi bulmaktadır. Mağarada küçük su birikintileri bulunmakta, Sarkıt-Dikitleri ve doğal yapısıyla gerçekten görülmeye değer manzara oluşturmaktadır. Özellikle bu konularla ilgilenenlere tavsiye edilecek niteliktedir.


HELVA KÖYÜ BUZ MAĞARASI : Masat vadisinin güneyinde Helva Köyünde yer almaktadır. İl merkezinden 33 Km. mesafede hemen köyün yamacında yer alan Mağaranın içinde Buzdan oluşmuş sarkıt ve dikitleri bulunmaktadır. Köy halkı tarafından değişik zamanlarda soğuk hava deposu olarak. kullanılmış olan mağara buz oluşumlarının değişik şekillerini yansıtmaktadır.


DEDE KORKUT (KORKUT ATA)
Dede Korkutun 570-632 yılları arasında, Hz. Muhammed (S.A.V) zamanında yaşadığı rivayet edilmiştir. Oğuzların Kayı veya Bayat boylarından geldiği, hem geçmişten ve hem de gelecekten haber veren, "kerem sahibi bir evliya" olduğu rivayet edilmektedir. "Ozanların Piri" veya "Ozanların Başı" olarak da bilinen Dede Korkutun, Peygamberimizin hayır duasını aldığı ve Oğuzlara İslâm dinini öğrettiği de bu rivayetlerle günümüze kadar ulaşmıştır.
Dede Korkut, tüm Türk kavimlerinin atasıdır ve dâhisidir. Türk destanlarında ve halk hikâyelerinde, Dede Korkut adına ve onun mucizevî sözlerine rastlamak her zaman mümkündür. Türk hükümdarlarının akıl hocası ve veziri olduğu bilinen Dede Korkut, bütün Türklüğün yegâne temsilcilerinden ve bugün de yaşatılmaya çalışılan atalarındandır.
Dede Korkut destanlarının bize söylediği gerçek o ki; Korkut Ata, Oğuz ve Kıpçakların bir arada yaşadığı dönemde yaşamıştır. Ve Bayburt çevresi onun yaşadığı bir bölge olmuştur.
Bayburt çevresindeki derin kültür oluşumunu, yedi kat yer altına inen, yedi kat göklere çıkan masal dünyasını, destanları ezberden okuyan, okumamış kadınların üstün irfan kudretini bilenler için hiç de şaşırtıcı değildir. Korkut Ata sağlığında Bayburt'ta yaşamasa bile yüzyıllardan beri Bayburt'ta yaşıyor.
Korkut Ata, Türk Dünyasına sesleniyor. Birlik, bilim ve bilinç yolunu gösteriyor... Korkut Ata, Türk Dünyasının her yerinde bilinir. Avrupa ve Türkiye Türklüğü, Türkistan ve İdil-Ural Türklüğü, Korkut Ata'ya sahip çıkar. Hepsi de haklıdır. Nerede Türk varsa, Korkut Ata oradadır. Kim sahip çıkarsa, Korkut Ata onlarındır. Kim Korkut Ata'ya sahip çıkarsa, Korkut Ata da, onlara sahip çıkar. Korkut Ata'nın mezarı Bayburt merkeze bağlı Masat Köyündedir.

Bir başkadır benim memleketim...















Evimin balkonunda oturuyorum şu an ve pc den kafamı kaldırıp etrafıma baktığımda memleketim hakkında da bloğumda bilgi vermem gerektiğini düşündüm ki bu fikri daha öncede almıştım.Belki biliyorsunuzdur ama bilmeyen arkadaşlarım içinde bir daha söyleyeyim Bayburt Türkiye de en küçük il seçildi.Evet benim şehrim öyle küçük şirin sevimli bir şehirdir (: Ya tamam tamam abartma diyen sesi duyuyorum ama öyle görünen köy kılavuz istemez.Kendi çapında gelişmeye çalışan tarihi değerlerle zenginliğini artıran bir o kadar da kültürler diyarı memleketim benim ohh bi övesim gelmiş bi övesim gelmişş ohh... =)
Bayburt ; Kalesi ile Şehit Osman Türbesi ile Camiileri ile Dedem Korkut heykeli ve her yıl düzenlenen Dede Korkut Şenlikleri ile güzelliğine güzellik katan memleketim hakkında bir çok bilgi yazacağım umarım okursunuz ...

Aaaahh aaahhh ÖSS canavarı kaç can aldı acaba !!!


Bugün saat 10:30 itibariyle bu yıl ÖSS canavarı kaç can aldığını ilan etti.Kaybedenler kadar ben kazananlara da üzülüyorum.O kadar çalış çabala bir yıl herşeyden fedakarlık et sonunda sınav sınucun gelsin tercih yap ohh rahat ettim de... yok rahatlık mahatlık boşverin kazanmayın gelmeyin boşuna (:
Ya öyle dediğime bakmayın tabi ki şimdi üniversite mezunları zor ayakta duruyo okumayıp ne yapacaksınız altın bilezik gibisi yok yani "eğitim şart" diyorum.Evet dediğim gibi bu yıl da bir çok insan üniversiteli oldu umarım herkes için hayırlısı olmuştur.Ama yerleşecek puanı alamayanlar üzülmesinler diyemeyeceğim üzülsünler bu iş don lastiği( çok pardon ama öylle üzgünüm ) gibi uzadıkça olma ihtimalini kaybediyor.Herkes artık ciddiye alsın şu canavarı ve kazaya yenik düşmeden atlatalım 3 saat 15 dakikalık yolculuğu...

Koca bir yılı devirdik , yoksa omu bizi ...

Hepinizin bildiği gibi üçüncü sınıf oldum artık geride iki yıl bırakarak.Birinci sınıfı pek saymıyorum aslında üniversiteyi kazanmış olmanın sevinci ile yeni şehir yeni arkadaşlıklarla bir yıl toz bulutu gibi uçup gitti ama bulutumuzda karartılar olmadı değil.İkinci sınıfa geldiğimde artık bölüm derslerimize ağırlık verdiğimizden dolayı yorucu bir yıl geçirmiş olduk.Ardı arkası kesilmeyen projeler bir yılı bitirmeye yetti doğrusu.Aslında bilmemiz gereken programlar bunlar ve çok çok çooooooooook sağolsun ki Mehmet SOYLU hocamız bize öğretmek için elinden geleni yaptı hatta bu yıl ilk kez aldığımız seçmeli dersimiz Öğretimde tasarımı yani öğrenci dilinde "TİRİDİMEKS" (yazılışı 3ds max) dersini bize öğretmek için kendisi de bizim gibi ders çalışıp hatta bizden daha çok çalışıp öğretti bize.Ama biz öğrenmek için yeterli çabayı göstermedik tabi proje yapmaya gelince yusuf yusuf olduk :) O yüzden projeleri bitirmek de seneyi bitirmekde çok uğraştırdı bizi.Çok şükür bitti ikisi de ve tabiki de bende bittim ...

BEŞİKTAŞ lı olmak ayrıcalıkdır...



Biliyorum bir çok arkadaşım bu kaydı okumayacak =) ama olsun hiç sorun değil.Napim alıştım ben çok sevdiğim arkadaşlarım BEŞİKTAŞ lı değil.Ama ben bi Beşiktaş delisiyim.Babam sayesinde fanatik oldum iyi ki de olmuşum adam gibi tek takımı tutuyorum daha ne olsun.Hayatın iki ana rengini kapsayan ambleminde Türk Bayrağı nı barındıran tek Türk takımıyız.Ya lafı uzatmaya gerek yok tek sözüm var "Bir gün herkes BEŞİKTAŞ lı olmasın ya lütfen o ayrıcalık biz de kalsın" =>

Bıktım yaaa bıktımmm!


Resimde ki msn benim değil ama uygun resim ararken tam da benim şikayetçi olduğum durumu anlatan bir resim buldum ve paylaşmak istedm.Milletin işin gücü yok şu interneti gereksizce kullanıyor ve ben bunu anlamıyorum.Aslında insanları rahatsız etmek için kullanıyorlar da diyebilirim.Anlaşılıyor ki işleri güçleri yok boş vakit geçirmek için böle bir işe kalkışıyorlar ya da artık her şey teknoloji ortamında olsun istiyorlar.Ya her geçen gün msn de kişi ekleyenlerden mail adresime gelen maillerden BIKTIM. Tanıdığım biridir diye kabul ediyorum.Kimsiniz? diye soruyorum ben şu bu deyip beni tanımadığını ama tanışabiliriz diyerek sağolsunlar bana fırsat tanıyorlar.Ya kardeşim nerden alıp ekliyorsunuz diye soruyorum yok kafadan numara çevirdim der gibi aklıma geldi yazdım diyor ya bi de son zamanlardda şu moda oldu mailine ileti gelmiş gönderilenler adresinde görmüş eklemiş güler misin ağlar mısın? Bu şikayetimi sizle paylaşıp sizden şunu rica edecem toplu gönderime sahip mailleri siz de iletmeyin bu iş uzamasın...

3. SINIF OLDUM AMANIIIIINN!!!


Daha dün meslek lisesi bilgisayar bölümüne kaydımı yaptırmaya çalışıyorudum aileme (ne komik demi zorla kendimi kazanmadığım liseye hemde öss de barajlarla karşılaşan bu liseye kayıt yaptırmaya çalıştım =] ) şimdi ise koca iki yılı geride bıraktım yani yolun yarısına geldim ve bte-3 oldum çok şükür tabi.Ama şimdi 3 oldum die 3 buçuk atar oldum :) ya bu yılı artık cebren ve hile ile bölüm dersleri aldığı için ufuk hocamızla ve bünyamin hocamızla baş başa kalacaz yani çooooook çalışmamız gerek çoooooook.Bunun yanında okul bittimi babalar gibi KPSS e bizi bekliyor.E ona da girecez elbet koskoca iki oturum girmemek ayıp olur e o oturumlara boş gitmemek için çalışmamız gerekiyor yani bu yıldan başlarsak adam akıllı ancak biter biz bitmezsek tabii. Artık eğer yararlı gecsin istiyorsak çalışacaz.Tamam üniversitedeyiz ama eğlendik gezdik tozduk doyduk bence 3. sınıfta yeter artık tek takılacağın mekanlar okul yurt ve bunun yanında okulda okuma salonu yurtta çese (çalışma salonu) olmalı.biliyorum yapılması çok zor ama zor görmek istedğimiz için öle diyoruz hem bunları yazarken düşünüyorum da bu sölediklerime inanıyorum mu diye ama gerçekler bunlar eğer bölümü kazandıysak öğretmen olmak istiyorsak bunları yapmalıyız kendimizi kandırmıyoruz asıl "ammaaan olucak işler değil bunlar" diyerek kendimizi kandırmış oluruz.Valla uzun lafın kısası günler akıp gitmeden bir işin ucundan tutmak lazım ben öyle yapacam size söylemesi...

Bilgisayar 'sız Asla Diyenlere !




Biliyorum herkes benim gibi bilgisayarsız yapamıyor.Bilgisayar okuyanlar içinse her daim öyle ki bunu ben bu sene anladım tatil falan dinlemiyor bu teknoloji devamlı elimin altında her yeni birşey keşfettiğinde, öğrendiğinde onu kullanmak kendini geliştirmek istiyor insan.Bu yüzden bilgisayarsız asla diyen arkadaşlarım bana hayatında yer eden bilgisayarlarını kullandıkları alanları nasıl ne şekilde yaralandıklarını, yeni programları deneyen yeni proje yapan arkadaşlarımında sahip oldukları teknoloji ürünlerinin meyvelerini benimle paylaşırlarsa çookk memnun olurum.Bilgisayar'sız Asla Diyenler haydi buraya =}

 

Design in CSS by TemplateWorld and sponsored by SmashingMagazine
Blogger Template created by Deluxe Templates